3 Şubat 2013 Pazar

Ev hapsinin sonları


islakpati
İlk ay bitmek bilmemişti. O zamanlarını hatırladıkça geriliyorum. Aşıları bitse de atsam dışarıya, koşsa diye bekliyordum. Yerinde durmayan, hoplayıp zıplayan, bazen de birisi kuyruğuna basmış gibi bütün evi koşarak turlayan bir canavar düşünün. Heh şimdi gözünüze bu canavarın durduğu saniyelerde çişini yaptığını getirin. Tabi bu arada gel, git, yapma, hayır, bırak gibi milyonlarca kelimenin bir tanesini bile dinlemediğini de unutmayın.
İşte böyle bir manyakla aynı evde günlerce çıldırdım ben. Ne yaptıysam onu sakinleştiremediğimi düşünüyordum. Sonra biraz bakınınca internette bebek olduğu için doğal olduğunu ve bir şeyler öğretmem gerektiğini anladım.

Hemen girişimlerde bulundum, haydi komutları öğreteyim dedim. Sadece otur komutunu öğretebilmem için ayrı bir sabra ihtiyacım vardı ya da sakinleştiricilerle filan köpekle ilgilenmem gerekiyordu. Sabrımı denedim hep ama ufak bir sorun vardı. Öğretmeye çalıştığım hangi komutsa bizimki başka bir şey öğrendi.
 
islakpatiMesela otur komutunu biraz biraz öğrettiğimi düşünüp hemen yat komutuna geçtim. Akıl ya işte elimde mamayla yatmasını beklerken ağzımdan çıkan kelime en çok bekle olmuştu. Ben bunu çok sonra fark ettim. Hiç yerinde durmadığı için sürekli ben ona bekle diyip duruyordum. Hatta bekle demiyordum 'bekleee' diye böğrüyordum. Sonuçta bence ilk öğrendiği şey aslında beklemek olmuştu. Bir süre sonra hangi pozisyonda kalırsa bekle dersem öyle kalakalıyordu. O kadar çok işime yaradı ki. Çişini yapıp tüm evi dolaştığı zamanlar artık bekle diyince uzaklaştığı yerde kalmasını sağlıyordu. Daha sonra dışarıya çıkmaya başladığımızda eve döndüğümüz zaman patilerini silmek için önce ben eve giriyordum sonra bekle diyip patilerini siliyordum.
 
islakpatiBu ve bunun gibi bir çok yerde ben bekle dedim, diyorum, diyeceğim. Beni en çok kurtaran bu bekle komutu oldu. Bekle komutunu öğrendikten sonra çekilmiş düzgün sayılabilecek biraz fotoğrafları olmaya başladı. 
Bir de şu anda hastası olduğu, o zamanlar ilk kez tanıştığı bu kemikler sayesinde bir süre yatıyordu. Koca göbeğinin kas olmadığı her halinden belliydi. Oburun tekiydi, hala öyle. Bu kemikleri de bir şey sanıyor garibim. 



 
 

Vee 'bekle Mocha!'

 

2 yorum:

Atolye Idil Korkmaz dedi ki...

Yine ben:
Mocha'ya karşıt örnek bizden. Zumba'yı 3 aylıkken yakaladık biz. Tuvalet eğitimi, aşı filan bir yana onu yuvalandırmaya çalışan ''Hayvan'' severtarafından maksimum ısırmalı oyunlarla oyaladığından ilk derdimiz ağzı ve dişlerinin ellerle olan ilişkisini kesmek oldu. Bir de çok geç sahip olduğumuz için eğitimde gecikmemek adına aşı maşı başlamadan, bitmeden sokağa attık kendimizi. Mikropsa mikrop dedik, ilk günden sokağa başladık aşısızken. Nereden bileceğiz esas mikrobun bizimkisi olduğunu. Önüne geleni ısırdı, elektrikli süpürge gibi hayal edemeyeceğin şeyleri yiyerek yürüdü. Hala da öyle şerefsiz :) Isırma hariç. O bitti. Ama iyi ki de başlamışız, yoksa tamamen yanmıştık sonradan başımıza gelenlerden ötürü 5 aylık olana dek sokakla tanıştıramayacaktık yoksa.
Takipçinim, harika bir blog olduğunu söylemeliyim. İlk fırsatta Zumba'yı Mocha'yla tanıştırmayı dilerim. Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Bu yazınızı görmeden en kısa sürede tanışmayı dilemiştim bende :)
Tabi ki kişilerin kendi kararı köpeğin aşıları bitmesini beklemek ama ben her konuda olduğu gibi bu konuda da tecrübesizdim ve hekimi ne derse onu yapmaya çalıştım. Mocha da mikropsuz mikrop köpeklerden olduğu için aşıları beklemek beklememek konusunda hiç bir fikrim olamadı malesef :) Yerleri süpürmekmi dediniz? Elektirik süpürgesi Mocha'nın göbek adı :) Blogumuzu beğenmenize çok sevindim, lütfen yorumlarınızı esirgemeyin birbirimizden öğrenecek, görecek çok şeylerimiz olacağını düşünüyorum :)